Yaralanma, cildin bütünlüğünün bozulması sonucu oluşan bir durumdur. Yaralanma nedeniyle oluşan kanamaya ilk tepki olarak damarların büzüşmesi meydana gelir ve bu süreçte hızla kan pıhtılaşması başlar. Yaralanmanın meydana geldiği ilk haftayı takiben, kollajenler tahrip olan deri kenarlarında yapıştırıcı bir görev üstlenir ve yaralı bölgenin iyileşmesini hızlandırır. Bu döneme hücresel cevap evresi denir. Yaralanmanın ilk gününde epitel yapı yaranın derinliklerine inerek deriyi içten dışa doğru iter. Ayrıca bu yapı, canlı ve ölü hücreleri birbirinden ayırır. Bu olaya epitel yenilenmesi de denir.

Deri altı dokusunun iyileşmesi sırasında dokunun rengi genelde açık kırmızı renktedir. Bu dokular hassas olduğu için çabuk kanayabilirler. Dokunun kaybedildiği yaralanmalarda çok fazla hücre ölümü olduğu için iltihap durumları ortaya çıkabilir. Yaranın çabuk iyileşmesi için kan desteği önemlidir. Ayrıca yaraların çabuk iyileşmesi için yaralı bölgenin hareketsiz bırakılması çok önemlidir. Dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı koruma alınması da yaranın çabuk iyileşmesini sağlar. Radyasyondan da uzak durmak gereklidir; çünkü radyasyon yaranın iyileşmesini geciktirir. Protein eksikliği de yaraların iyileşmesini geciktiren bir faktördür. Diyabet hastalarında yara iyileşmesi zorlaşır ve uzun, ciddi bir tedavi süreci gerekebilir. Diğer bazı rahatsızlıklar da yaraların iyileşmesini geciktirir. Yaş faktörü de yaraların hızla iyileşmesi için önemlidir. Genç insanlarda yaraların iyileşmesi daha hızlıdır. Buna karşın yaşı ilerlemiş kişilerde yaraların iyileşmesi daha yavaş olur; hücre yenilenmesi ve deri onarımı daha zayıf ve zor olmaktadır.

Yaraların çabuk iyileşmesi için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:

Yaraların çabuk iyileşmesi için yukarıdaki yöntemlerin yanı sıra, yaralı bölgenin dış etkenlerden korunması ve genel sağlık durumunun iyi olması da büyük önem taşır. Bu şekilde, vücut doğal iyileşme sürecini en verimli şekilde sürdürebilir.