Makat Yaraları

Makatta yara oluşmasının nedenleri kabızlık, chon hastalığı, patlama tarzında ishal, bağırsak enfeksiyonları veya ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları da makatta yaraya neden olabilir. Nadiren de olsa sifilis, AIDS, tüberküloz, anatomik yatkınlık, anal kanserler ya da cinsel temasla da makatta yara oluşabilir. Makat bölgesinin anatomik yapısından dolayı bu bölge travmaya daha açıktır. Bu sebeple hastaların çoğunda şikayetlerin başlamasından önce sert ve büyük dışkılama hikayesi ve ishal sırasında sık bağırsak hareketleri sonrasında hastalığın başladığı görülür. Bu hastalık, kabızlığın sık görülmesinden ve büyük bir olasılıkla beslenme alışkanlıkları nedeni ile ortaya çıkar. Rektum ve anüsün muayenesinde kullanılan endoskop ya da rektal bir termometrenin yerleştirilmesi yeterli bir travma oluşturabilmektedir.

Makat yaraları, tedavisinde genel amaç kas spazmını azaltmak veya ortadan kaldırmaktır. Yetişkinlerde tedavi süreci 4-6 hafta arası sürebilmektedir. En önemli kısım gaitanın (insan dışkısı) yumuşatılmasıdır. Hastalığın tedavi aşamasında kabızlıktan korunmak gerekir. Bu nedenden dolayı sebze, meyve, sıvı gıdalar ve bol su tüketmek önemlidir. Erken teşhis edilmiş makat yaralarında ilaçla tedavi belli bir oranda iyileşme ve rahatlık sağlayacaktır. Yine de hastalığın tamamen ortadan kaldırılması için cerrahi müdahale gereklidir. Hastanın evde yapması gereken, sıcak suya oturma banyoları tedavi açısından önemlidir. Bu uygulama dolaşımı hızlandıracak ve ağrıyı hafifletecektir. Aynı zamanda tedavi sırasında bölgeye krem uygulanmalıdır. Çünkü hastalığın iyileşme aşamasında faydalı olacaktır. Ayrıca nemli olması ağrıyı azaltacaktır. Tedavide lokal olarak kullanılan merhemler anal kanaldaki basıncı azaltacaktır. İlacın etkisinin hızlı bir şekilde ortaya çıkması, yan etkilerinin az olması, cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulmaması, hastaya zarar vermemesi nedeniyle günümüzde tercih edilen bir yöntemdir. Ayrıca cerrahi tedaviye alternatif olarak gelişen yeni bir uygulama ile botolinum toksini enjeksiyonu yapılmaktadır. Bu uygulama ağrısız olması ve ameliyata göre maliyeti düşük olmasından dolayı daha çok tercih edilir. Bu yöntemde anesteziye gerek yoktur. Bu tedavi yönteminde sfinkter de geçici olarak felç meydana gelir. Hastalarda tedaviden sonra kısa bir süre gaz ve gaita tutamama komplikasyonu geliştiği görülür. Hasta işlemden sonra taburcu edilir.